Sözlüğümüzde yer alan kelimeler Türk Dil Kurumu (https://sozluk.gov.tr) web sitesinden alıntıdır.
U Harfi İle Türkçe Kelimeler ve Anlamları U : Uranyum elementinin simgesi u borusu : U harfi biçiminde yapılmış boru U dönüşü : Yüz seksen derecelik bir dönüş ubudiyet : Kulluk uca : Kuyruk sokumu kemiği ucu açık : Sonucu belli olmayan ucu kapalı : Sonucu belli olan, seçenekleri bulunmayan ucu ucuna : Ancak, en son kertede ucube : Çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan ucubik : Çok acayip, garip, uçuk kaçık
ucun ucun : Uç uca, ucu ucuna ucuz : Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı ucuz halkçılık : Halkçılığı basit ve kolay yoldan yapma işi ucuzca : Ucuz olarak, ucuz bir biçimde ucuzcu : Malını ucuz satan ucuzculuk : Ucuzcu olma durumu ucuzlama : Ucuzlamak durumu ucuzlamak : Fiyatı inmek ucuzlatabilme : Ucuzlatabilmek işi ucuzlatabilmek : Ucuzlatma ihtimali veya imkânı bulunmak
ucuzlatılma : Ucuzlatılmak işi ucuzlatılmak : Ucuzlatma işi yapılmak ucuzlatış : Ucuzlatma işi ucuzlatma : Ucuzlatmak işi ucuzlatmak : Fiyatını indirmek ucuzluk : Ucuz olma durumu ucuzuna : Ucuz olarak, ucuzca uç : Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası uç beyi : Uçların sivil ve askerî yönetiminden sorumlu olan görevli uç beyliği : Uç beyinin görevi veya makamı
uç uca : Bir şeyin son noktasıyla, ikinci bir şeyin baş noktasını birbirine ekleyerek uçabilme : Uçabilmek işi uçabilmek : Uçma ihtimali veya imkânı bulunmak uçak : Kanatlarının altındaki havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare uçaklı : Uçağı olan uçaksavar : Hava hedeflerine karşı kullanılan silahlara verilen genel ad uçaksız : Uçağı olmayan uçan daire : Ne olduğu, nereden geldiği bilinmeyen, başka gezegenlerden uçup gelerek dünyamızda görüldüğü sanılan, yassı biçimli uçan araç uçan top : Voleybol uçankale : Stratejik amaçlarla İkinci Dünya Savaşı'nda kullanılmış olan Amerikan ağır bombardıman uçağı
uçar : Uçan, uçucu uçar kefal : Turna balığıgillerden, kefale benzer, uzun kanatlı, eti beğenilen bir balık (Exocoetus) uçarı : Ele avuca sığmaz (kimse) uçarıca : Uçarıya yakışır bir biçimde uçarılık : Uçarı olma durumu uçkun : Ateşten fırlayan ve etrafa saçılan kıvılcım uçkur : Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ uçkurlu : Uçkuru olan uçkurluk : Uçkur geçirilen katlanmış kenar uçkursuz : Uçkuru olmayan
uçkurutan : Turunçgillerden, özellikle limonlarda gelişerek dal uçlarının kurumasına yol açan ve birkaç yıl içinde ağacın ölmesine sebep olan bir tür mantar uçlanma : Uçlanmak durumu uçlanmak : Uçlu duruma gelmek uçlu : Ucu olan, ucu çıkan uçma : Uçmak işi uçmak : Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak uçman : Pilot uçsuz : Ucu, sonu olmayan uçsuz bucaksız : Sonu görülmeyecek kadar geniş olan uçtan uca : Bir baştan bir başa
uçtuuçtu : Birkaç kişi arasında oynanan ve uçmayan şeyleri de uçar gibi göstererek şaşırtma temeline dayanan bir çocuk oyunu uçucu : Uçma yeteneği veya özelliği olan uçuculuk : Uçucu olma durumu uçuç böceği : Uğur böceği uçuk : Uçmuş, soluk uçuk kaçık : Deli dolu uçuk kaçıklık : Deli doluluk uçuklama : Uçuklamak işi uçuklamak : Uçuk (II) oluşmak uçuklaşma : Uçuklaşmak durumu
uçuklaşmak : Rengi soluklaşmak uçuklayış : Uçuklama işi uçukluk : Uçuk olma durumu uçun : Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı uçurabilme : Uçurabilmek işi uçurabilmek : Uçurma ihtimali veya imkânı bulunmak uçurma : Uçurmak işi uçurmak : Uçma işini yaptırmak uçurtma : Uçurtmak işi uçurtmak : Uçma işini yaptırmak, uçmasına yol açmak
uçurulma : Uçurulmak işi uçurulmak : Uçurma işi yapılmak uçurum : Deniz, göl, ırmak vb. su kıyılarında veya karada dik yer, yar uçurumlaşma : Uçurumlaşmak durumu uçurumlaşmak : Uçurum durumuna gelmek uçuruş : Uçurma işi uçuruverme : Uçuruvermek işi uçuruvermek : Çabucak uçurmak uçuş : Uçma işi uçuş kartı : Yapılacak uçak yolculuğuyla ilgili uçuş saati, koltuk numarası vb. bilgilerin bulunduğu kart
uçuşma : Uçuşmak durumu uçuşmak : Hep birlikte uçmak uçuşturma : Uçuşturmak işi uçuşturmak : Uçuşma işini yaptırmak uçuverme : Uçuvermek işi uçuvermek : Çabucak uçmak udi : Ut çalan çalgıcı, utçu uf : Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz ufacık : Çok ufak, küçücük ufacık tefecik : Kısa boylu ve zayıf, küçük yapılı, çelimsiz