Sözlüğümüzde yer alan kelimeler Türk Dil Kurumu (https://sozluk.gov.tr) web sitesinden alıntıdır.
V Harfi İle Türkçe Kelimeler ve Anlamları V : Vanadyum elementinin simgesi V yaka : `V` harfi biçiminde olan yaka vaat : Bir işi yerine getirmek için verilen söz vaaz : Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma vabeste : Bağlı vacip : İslam dinine göre yapılması gerekli olan vade : Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için tanınan süre, mühlet, mehil vade bitimi : Süre sonu vade sonu : Süre sonu vadeli : Vadesi olan
vadeli hesap : Belirli bir süre için açılmış banka hesabı, vadeli mevduat vadeli mevduat : Vadeli hesap vadeli satış : Karşılığı ileride ödenmek üzere yapılan satış vadesiz : Vadesi olmayan vadesiz hesap : Süresi belirlenmemiş, paranın istenildiği zaman çekilebilmesine imkân tanıyan banka hesabı, vadesiz mevduat vadesiz mevduat : Vadesiz hesap vadetme : Vadetmek işi vadetmek : Bir işi yerine getireceğine söz vermek vadi : İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak vadolunma : Vadolunmak işi
vadolunmak : Bir iş yerine getirilmek üzere söz verilmek vaftiz : Hristiyanlıkta doğduktan kısa bir süre sonra çocuğa ilk günahını silmek ve onu Hristiyanlaştırmak amacıyla yapılan kutsal işlem vaftizhane : Vaftiz yapılan yer vagon : Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı vagonet : Yana veya arkaya doğru devrilebilen ve bazı toprak düzleme işlerinde kullanılan küçük vagon vagotoni : Bir sinirsel rahatsızlık türü vah : `Yazık` anlamında söylenen bir söz vah vah : `Çok yazık` anlamında kullanılan bir söz vaha : Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi vahamet : Güçlük, korkulacak tehlikeli durum
vahametli : Vahim vahdaniyet : Tanrı'nın birliği, bir olması vahdet : Bir olma, tek olma, birlik, teklik vahdetivücut : Varlık birliği vahi : Boş, saçma vahilik : Vahi olma durumu vahim : Ağır, korkulu, çok tehlikeli, vahametli vahimleşme : Vahimleşmek durumu vahimleşmek : Vahim duruma gelmek vahimlik : Vahim olma durumu
vahit : Bir, tek vahiy : Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi vahşet : Yabani, vahşi olma durumu vahşi : Yabani vahşi hayvan : Ehlîleştirilmemiş hayvan, yabani hayvan vahşi orman : İnsan ayağı değmemiş büyük orman vahşice : Vahşi bir biçimde, vahşicesine, vahşiyane vahşicesine : Vahşice vahşileşme : Yabanileşme vahşileşmek : Yabanileşmek
vahşileştirme : Yabanileştirme vahşileştirmek : Yabanileştirmek vahşilik : Yabani olma durumu, yabanilik vahşiyane : Vahşice vahvahlanma : Vahvahlanmak işi vahvahlanmak : Acınmak, yakınmak vahyolunma : Vahyolunmak işi vahyolunmak : Vahiy gelmek vaiz : İbadet yerlerinde öğüt niteliğinde dinî konuşmalar yapan kimse, öğütçü vaizlik : Vaizin yaptığı iş
vajina : Döl yolu vak vak : Ördeğin çıkardığı ses vaka : Olay, hadise vakanüvis : Osmanlı Devleti'nde zamanın olaylarını tespit etmek ve yazmakla görevli devlet tarihçisi vakanüvislik : Vakanüvisin görevi vakar : Ağırbaşlılık vakarlı : Ağırbaşlı vakarlılık : Vakarlı olma durumu vakarsız : Ağırbaşlı olmayan, onursuz vakarsızlık : Vakarsız olma durumu
vakayiname : Günü gününe yazılmış olayları içine alan eser, kronik vaketa : İnek derisinden bir tür ince meşin vakfe : Durma, duraklama vakfediliş : Vakfedilme işi vakfedilme : Vakfedilmek işi vakfedilmek : Vakfetme işi yapılmak vakfediş : Vakfetme işi vakfetme : Vakfetmek işi vakfetmek : Mal ve mülkünü satılmamak şartıyla bir hayır kurumuna veya işine bağışlamak Vakfıkebir : Trabzon iline bağlı ilçelerden biri
vakfiye : Bir vakfın şartlarını bildiren belge, vakıfname vâkıâ : Gerçi, her ne kadar ... ise de vakıf : Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para vakıf arazisi : Bir vakfın mülkiyeti içinde olan arazi vakıf malı : Vakfa devlet veya kişilerden devredilen ve üçüncü şahısların kullanması mümkün olmayan mal vakıf senedi : Bir vakfın oluşumunu belgeleyen senet vakıf toprağı : Vakfın mülkiyeti altında olan toprak veya arazi vâkıflık : Vâkıf olma durumu vakıfname : Vakfiye vaki : Olan, olmuş
vakit : Zaman vakit kaybetmeden : Hemen, derhâl vakit vakit : Belli olmayan zamanlarda, ara sıra, zaman zaman vakitçe : Vakit bakımından, vakte göre vakitli : Zamanında yapılan, zamanında olan vakitli vakitsiz : Uygun zaman gözetmeden, gelişigüzel, rastgele zamanlarda, zamanlı zamansız vakitsiz : Uygun bir zamanda olmayan vakitsizlik : Vakitsiz olma durumu vaklama : Vaklamak işi vaklamak : `Vak` diye ses çıkarmak